Hz. Ali 13 Recep Cuma Günü Mekke’ de (Kabe’ de) dünyaya geldi.
Hz. Ali’nin (a.s) annesi Fatime binti Esed (s.a); Hz. Muhammed’i büyüten, besleyen şefkatli bir anne gibiydi. Bu yüzden Peygamber (s.a.a) onu çok severdi. Öyle ki onun vefatında çok üzüldü ve kendi cübbesini ona kefen yaptı.
Hz. Ali’nin babası Ebu Talip; Hz. İbrahim’in vasisi, Peygamberin Mekke’deki en büyük hamisi ve koruyucusuydu. İmanlı, fedakâr, tüm insani kerametlere sahip biriydi.
Hz. Ali (a.s) anne ve babadan yana şanslı biriydi. Bunun yanı sıra eşi benzeri olmayan bir doğumla Kâbe’ de dünyaya geldi.
Nuru’l-Ebsar kitabı, 69. sayfa ve Müstedrekü’s-Sahiheyn c.3, s. 483 kitaplarında mütevatir hadislerle şöyle rivayet edilmiştir: “Hz. Ali Kâbe’de dünyaya gelmiş ve şerefli ömrünü cihat ederek geçirmiştir.” Yine aynı kaynakta şu şekilde de yer almıştır: “Hz. Ali Kâbe’ de doğdu ve kendisi de Kâbe konumundadır.”
Hz. Peygamber, Hz. Ali küçük yaştayken onun terbiyesini ve eğitimini üslendi. Onun elini yüzünü yıkardı ve sütünü içirirdi. Beşiğini sallar ona ninni söylerdi. Onu kucağına alıp dolaştırır ve şöyle söylerdi: “Bu benim kardeşim, velim, yardımcım, seçkinim, benden sonra yerime bırakacağım kişi, benim gücüm, benim vasim, kızımın kocası, vasiyetime sadık kalacak olan kişidir ve halifemdir.” Peygamber Hz. Ali’yi her gittiği yere götürür, Mekke’nin dağlarını ve çöllerini gezdirirdi. (Biharul envar c.35, sayfa.9).
Yukarıda söylediğimiz gibi, Hz. Ali’nin çocukluk ve gençlik dönemleri Hz. Peygamberin özel gözetiminde ve onun istediği şekilde geçmiştir. Sonra Peygamber Allah’ın emriyle kızı Fatime’yi Ali’yle evlendirdi ve onlardan Peygamberin evlatları dünyaya geldi. Bil husus Hz. Hasan, Hüseyin ve Kerbela kahramanı Zeyneb gibi tarihte iz bırakan güzide insanlar…
Hz. Ali; Hz. Peygamberden, peygamberlik döneminde bir an bile ayrılmamıştır. Şi’b-i Ebu-Talip’te (Peygamberin müşriklerce üç yıl ambargo ve sıkı gözetim altında tutulduğu yer) defalarca kendisini Peygambere feda edercesine, onu korumak için yatağına yatmıştır.
Medine döneminde Bedir, Uhut, Hayber ve Ahzab gibi tüm savaşlara Peygamberle beraber katılmıştır, Tebük savaşı hariç katıldığı tüm savaşlardan Müslümanlar galibiyetle ayrılmıştır. Kısaca Ali (a.s) kendine layık biçimde bir an bile Peygamberimiz (s.a.a)’i yalnız bırakmamıştır. O yüce Peygamber son nefesini Ali’nin kolları üzerinde vermiştir.
Hz. Peygamber mübarek ömrünün sonuna yaklaştığında Kura’nın tabiriyle kendi canı olan, kendisi gibi ümmeti idare edebilecek, önderlik yapacak Ali’yi Veda Haccı’nda Kadir-i Hum denen yerde yaklaşık yüz bin kişinin huzurunda ümmeti de şahit tutarak ümmetin imamı ve kendi halifesi olarak ilan etmiştir. (Müsnedi Ahmed b. Hanbel, c.4 s.281 Suyuti el Haviyül Fetava, c.1 s.112).
Hz. ALİ HAKKINDA HZ. PEYGAMBERDEN ÖRNEK HADİSLER
1- Peygamber efendimiz (s.a.a)’den şöyle nakledilmiştir: Yüce Allah Hz. Âdem’e: “Ali’nin hakkını tanıyan temizlenir (kurtulur). İnkâr edense lanetlenir ve hüsrana uğrar. İzzet ve celalime yemin ettim ki ona itaat edeni velev günahkâr olsa da bağışlayıp cennete sokacağım ve ona karşı geleni ise ehil ibadette olsa da cehenneme sokacağım.” diye vahyetti. (Kifayetü’t-Talib, s. 251)
2. Peygamber efendimiz şöyle buyurmuş: “Ali insanların en hayırlısıdır, bunu inkâr edense kafir olur.” (İbn-i Esakir Tarih-i Demişk h.44602 ve keza c.42, s. 374 sahih senetle. Tarih-i Bağdadi Bab-ı Ayn, mim harfi. Tarih-i Bağdadi s. 433/7 bi senedin hasen diye yazmıştır. Ahmed b. Hanbel Fezail’de, c. 2, s. 564.)
3. Hz Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Ben, Ali, Hasan, Hüseyin ve Hüseyin’in soyundan gelecek dokuz imamlar pak ve masumlarız.” (Yenabiü’l-Mevedde, s. 445. Feraidü’s-Simteyn, c. 2, s. 132 hadis sayısı 430.)
4. Hz Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Ali’nin yüzüne bakmak ibadettir.” (Sevaik, s. 108)
5. Hz Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Ali, iman bakımından en önde olanınızdır.” (Menakıb-ı Harezmî kitabında).
6. Menakıbı Harezmî kitabında, Ömer b. Hattap Peygamber efendimizden şöyle rivayet etmiştir: “Peygamberin ashabının on sekiz fazileti vardır, bunlardan on üçü Ali’ye ait olup geriye kalan beşinde ise Ali ashapla ortaktır.”
6. Muhibbuddin Taberi, Ömer b. Hattap’tan, o da Peygamber efendimizden şöyle rivayet etmiştir: “Eğer yedi gökleri ve yerleri terazinin bir tarafına ve Ali’nin imanını terazinin diğer bir tarafına koysalar şüphesiz Ali’nin imanı ağır gelir.” (Zehairü’l-Ukba, s. 100).
7. Peygamber efendimiz şöyle buyurmuş: “Eğer denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa, insan ve cinler yazmaya koyulsa Ali’nin faziletini yazıp bitiremezler.” ( Yenabiyül mevede, c.1, s. 249).
Bu ve buna benzer yüzlerce hadis varken; (kimi sahih, meşhur ve mütevatir kimi de sahih sanetli örneğin Kadir-i Hum hadisi, Sakaleyn hadisi, Menzilet hadisi, Hadis-i Dar ve saire) Hz. Ali’nin imametini, velayetini, üstünlük ve faziletini inkar etmek, kabul etmemek, görmezden gelmek ya da ona şüpheyle yaklaşmak inkarcılıktan, en azından bahane uydurmaktan başka bir şey değildir ve tabi ki bu yarın kıyamet mahşerinde geçerli bir mazeret olamaz.
Allah’ım, bizi bir an dahi nefsimizle baş başa koyma.
Bugün Hz. Ali’nin şahadet günüdür. O ki Kâbe’de dünyaya gelen, ömrü boyunca takva abidesi olan Ali; Peygamberin can yoldaşı, sırdaşı, on bir pak imamların atası olan Ali; Hz. Muhammed’in kendi tabiriyle kardeşi, varisi, vasisi ve halifesi olan Ali; hak ve adalet uğruna Allah’ın evinde (camide) sabah namazı kılarken zehirli kılıçla vurularak şehit edilen Ali’dir.
Allah bizleri onun muhabbetinden, velayetinden şefaatinden ayırmasın. Tüm hak ve adalet peşinde olan inananların başı sağ olsun.
Şah-ı mülk-i “La Feta”sın
Dillere destandır namın
Zülfikar mertlik nişanın
Zülfikar ağlar bu gece
Gök kubbeden kan gözyaşı
Eritir damlası taşı
Öldü Şah-ı Merdan öldü
Saki-yi Kevser bu gece
Cümle cihan melek ağlar
Sır perdeden kanlar damlar
Rüknü hidayet yıkıldı
Haydar-ı Kerrar bu gece.
Hüseyin ÇAÇA 21 Ramazan 2017.