BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerinin oy birliÄŸiyle Suriye’de kabul ettiÄŸi ‘insani ateÅŸkesin’ nasıl uygulanacağına iliÅŸkin soru iÅŸaretleri devam ediyor. Kararın ardından Rusya Savunma Bakanı Sergey Åžoygu, Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin’in talimatı doÄŸrultusunda Suriye’nin baÅŸkenti Åžam kırsalındaki DoÄŸu Guta’da Salı gününden itibaren her gün 09.00-14.00 saatleri arasında insani mola vereceklerini duyurdu. Ancak Åžam ile DoÄŸu Guta arasında bulunan tek insani koridora havan toplarıyla ateÅŸ açan militanların kararın alınmasının üzerinden 48 saat geçmeden ateÅŸkesi ihlal etmesi, bu kararın uygulanabilirliÄŸine iliÅŸkin soru iÅŸaretlerini beraberinde getirdi.
Kararla ilgili bir diÄŸer soru iÅŸareti de kararın kapsamıyla ilgili oldu. BM’den çıkan bu kararda, her ne kadar “Suriye genelini kapsıyor” ibaresi yer alsa da; ateÅŸkesin IŞİD, El Kaide, El Nusra Cephesi ile Ahrar’uÅŸ Åžam ve CeyÅŸ ül-Ä°slam gibi BM tarafından terörist örgüt kabul edilen El Nusra’yla iÅŸbirliÄŸi yapan örgütlere yönelik operasyonları dışarıda tutuyor olması önemli. Peki durum böyleyken BM’den neden böyle bir karar çıktı? BM’den çıkan kararın etkisi veya uygulanabilirliÄŸi var mı? Bu soruların yanıtlarını, Gazeteci Musa ÖzuÄŸurlu ve Mehmet Ali Güller, Sputnik’le paylaÅŸtı.
‘BÖLGEDEKÄ° SÄ°VÄ°LLER SANKÄ° HÃœKÃœMET KARÅžITIYMIÅž GÄ°BÄ° GÖSTERÄ°LÄ°YOR’
Gazeteci Musa ÖzuÄŸurlu, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerinin oy birliÄŸiyle kabul ettikleri ve Suriye’de en az 30 gün sürecek ‘insani ateÅŸkesin’ uluslararası toplumun Suriye hükümetinin “terörle mücadele” çabalarına ket vurmayı hedefleyen bir adımı olduÄŸuna iÅŸaret etti. “Suriye hükümetinin sivilleri hedef aldığı” ÅŸeklinde bir algının yaratılmaya çalışıldığının ancak bölgedeki durumun çok farklı olduÄŸunun altını çizen ÖzuÄŸurlu “DoÄŸu Guta’yı ele alacak olursak, Suriye’deki olaylar öncesi 3,5- 4 milyon insanın yaÅŸadığı bölgede ÅŸu an 400-500 bin kiÅŸi yaşıyor. Ãœstelik lanse edilenin aksine ne bu bölgedeki insanların çoÄŸu hükümet karşıtı ne de orada halk destekli bir mücadele söz konusu. Bu insanların büyük bir kısmının bölgeden göçme imkanı olmadığı için orada kaldığını ve bir kısmının ise militanlar tarafından zorlanarak bölgede kaldığını görüyoruz. Kaldı ki yönetim karşıtı olanların bile bir kısmı hükümetle savaÅŸmak gibi bir istek içerisinde deÄŸil” dedi.
Abluka altındaki bölgelerde bile hükümet yanlılarının çok büyük çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturduÄŸunu ifade eden ÖzuÄŸurlu “Ä°rbin, Babila, Caramana, Azra ve bunun gibi yönetim yanlılarının çok yoÄŸun olduÄŸu bölgeler var. Ãœstelik de hep Åžam’ın merkezine yönelik saldırılarından bahsedilse de aslında Azra, Caramana gibi çeÅŸitli bölgeler de militanların çok sayıda saldırısına maruz kalmıştır. Yani orada sivillerin hepsi o örgütleri desteklemiyor; üstelik de o örgütler bölgedeki sivillerin önemli bölümünü, deyim yerindeyse, silah zoruyla bölgede tutuyor. Bu insanlar orada bir ÅŸekilde yaÅŸamak zorunda. Sivillerin bölgelerini ele geçiren örgütlerle barış içerisinde yaÅŸamak zorundalar. Çünkü bu acımasız ölüm makinesi örgütlere karşı baÅŸka çareleri yok. Bu örgütler, gittikleri her yeri talan ediyorlar, girdikleri bölgelerdeki erkekleri militanlaÅŸtırıyorlar, kadınlara ise tecavüz ediyorlar. Kısacası insanlar, bu örgütlere karşı çıkamıyor. Dünya medyası da durumu, sanki bu insanlar yönetime karşıymış gibi lanse ediyor. Halbuki böyle bir ÅŸey yok” ifadelerini kullandı.
‘KADIN VE ÇOCUKLARI CANLI KALKAN OLARAK KULLANANLAR Ä°SLAM ORDUSU GÄ°BÄ° ÖRGÃœTLER, HÃœKÃœMET DEĞİL’
Suriye’deki örgütlerin girdikleri tüm bölgelerdeki sivil halkı canlı kalkan olarak kullandıklarına deÄŸinen ÖzuÄŸurlu “DoÄŸu Guta’da ‘İslam Ordusu’ denilen bir örgüt var, hatta örgütün lideri Zehran AlluÅŸ da 2015’te Rusya’nın hava operasyonunda öldürülmüştü. Bu örgüt, ele geçirdikleri bölgelerden aldıkları ve ‘esir’ diye gördükleri kadın ve çocukları hapishanelerde tutuyor. Aynı hapishanelerde, ellerine geçirdikleri askerler de var. Ä°ÅŸte militanların kontrolünde kafesler içerisinde gezdirilen ve canlı kalkan olarak kullanılan insanlar, bu kiÅŸiler. Öte yandan militanlar, havan ve roketlerle ÅŸehir merkezini hedef alıyor. Buna raÄŸmen Suriye ordusu, azami ölçüde yalnızca militanların toplandığı bölgeleri hedef alma yönünde gayret gösteriyor. Ancak sivil kayıpları sıfıra indirmenin yolu yok; hele ki siviller bizzat bu örgütler tarafından kalkan olarak kullanılırken…” dedi.
Uluslararası toplumun Suriye hükümetinin “terörle mücadelesini” sekteye uÄŸratmayı hedefleyen adımlar attığına iÅŸaret eden ÖzuÄŸurlu “Uluslararası toplum diye bir ÅŸey var. Bunlar ne zaman ki bahsettiÄŸimiz bu örgütler, Suriye’de hakimiyetini kaybetse o zaman derhal insani durumu gündeme getiriyorlar. Halbuki bu devletlerin kaygısı, insanlar deÄŸil bu örgütlerin hakimiyetini kaybetmesi. Çünkü bu örgütlerin hakimiyeti bittiÄŸi anda bu devletlerin Suriye’de kullandıkları bir hiç bir enstrümanları kalmayacak, bunun farkındalar. Suriye yönetimi, Guta’yı bitirince, Ä°dlib’e oradan sonra Dera’ya, MaÄŸrat en-Numan ve çok önemli bir diÄŸer bölge olan Rastan’a yönelecek. Yani silahlı grupların elinde olan 3-4 merkez Suriye ordusu tarafından kurtarılırsa, Kürt bölgesi hariç her yer Suriye’nin denetime geçmiÅŸ olacak. Bunu bildiklerinden Suriye ordusu ne zaman ilerleme kaydetse, derhal insani durumu öne sürüyorlar” diye konuÅŸtu.
‘İNSANÄ° KRÄ°Z BAHANESÄ°, KÄ°MYASAL SALDIRI YALANI…’
Suriye’de çatışmaların ilk gününden bu yana uluslararası medyanın dezenformasyonla Suriye’ye yönelik müdahalenin önünü açtığına deÄŸinen ÖzuÄŸurlu “Suriye’deki savaşın ilk gününden bu yana en büyük sorunlardan birisi medyaydı. Ä°lk günden bu yana gerçeÄŸin çarpıtıldığı sayısız haberler yayınlandı. Bu son olay da öncekilerin benzeri. (Yabancı çeÅŸitli ülkelerin) Suriye’ye müdahale edilebilmesi için insani durum öne sürülmesi sürecinde uluslararası medya yine büyük rol oynadı. Bölgede süren operasyonlarda elbette siviller de ölüyor. Ancak Suriye’de istikrarın saÄŸlanması ve sivillerin evlerine dönmesini hükümet deÄŸil, bu bir çok devletin de ‘terör örgütü’ dediÄŸi örgütler engelliyor. Buna raÄŸmen bir propaganda savaşı yürütülüyor. Suriye yönetimini zora sokmak için benzer yalan haberler üretiliyor. Bu dezenformasyon ve provokasyonlara da dünya sürekli inanıyor. Halbuki insani kriz ve kimyasal saldırı gibi iki gerçeÄŸi yansıtmayan bahaneler, Suriye’ye müdahale aracı olmaktan ibaret” dedi.
ÖzuÄŸurlu “Suriye’deki terör örgütlerine karşı Suriye yönetimine hiç bir ÅŸekilde destek verilmiyor. Bu durum, ABD gibi ülkelerin bölgedeki müttefikleri olan Suudi Arabistan ve diÄŸer bazı ülkelerin Suriye’deki hesaplarının bitmemesiyle ilgili. Bu ülkeler, bahsettiÄŸimiz bu örgütler tamamen yok edildiÄŸinde, Suriye’deki planlarının alt üst olacağının farkında. Kıyamet koparmalarının sebebi de bu. Mesela ‘Beyaz Baretliler’ isimli bir grup var. Bu grubun iddialarının hepsinin kurmaca olduÄŸu defalarca kez ortaya çıkmış olsa da, bu grup dünya kamuoyunu etkilemek için halen aktif çaba içerisinde. Beyaz Baretliler veya Suriye Ä°nsan Hakları Gözlemevi gibi grupların tek yaptıkları, bazı devletlerin çıkarlarına yönelik senaryolara üretmek, bu senaryoları oynamak ve Hollywood filmi edasıyla canlandırdıkları sahnelerle propaganda yapmak. Halbuki bu örgütleri destekleyen devletlerin yapması gerek Suriye yönetimine terörle mücadelesinde destek vermek” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
‘RUSYA YAPILMAYA ÇALIÅžILANLARIN FARKINDA’
BM’nin Suriye aleyhine atacağı adımların, Suriye’deki militanlara yönelik savaşı sekteye uÄŸratamayacağına iÅŸaret eden ÖzuÄŸurlu “BM’nin giriÅŸimleri, Suriye hükümetini bundan sonra etkilemeyecek. Zaten Guta’da bir kaç örgütün sıkışması, Ä°dlib’de bazı örgütlerin birleÅŸme ihtiyacı hissetmesi bu savaşın sonuna çok yaklaşıldığının göstergesi. Zaten BM’de çıkan kararın bir karşılığı olmadığı da ortada. Zira ateÅŸkes ilan edilmesine raÄŸmen çatışmalar devam ediyor. Çünkü, ateÅŸkese onay veren devletler arasında olan Rusya, ÅŸimdiye kadar BM’de çok önemli bir mücadele verdi ve çok sabırlı davrandı; ÅŸimdi de BM’deki bu hamlenin asıl amacının farkında. Bu yüzden Suriye yönetimini ateÅŸi kesmeye zorlamıyor. Kaldı ki ortada bir ateÅŸkes olması için iki ordudan bahsetmek gerekir. Halbuki Suriye ordusunun karşısında kim olduÄŸu belirsiz militanlar var, eminim BM ülkelerinin bu grupların hangileri olduÄŸuna dair bile fikirleri yoktur. Ancak bu saatten sonra ne olursa olsun Suriye yönetimini verdiÄŸi mücadeleye engel olunamayacaktır” diye ekledi.
‘İNSANÄ° ATEÅžKES KARARI ABD’NÄ°N BAÅžINI ÇEKTİĞİ KAMPANYANIN BÄ°R GEREĞİYDÄ°’
Konuyu Sputnik’e deÄŸerlendiren bir diÄŸer isim ise Gazeteci Mehmet Ali Güller oldu. Suriye ordusunun iki hafta önce Åžam’a hemen her gün roket ve havan saldırısı düzenleyen “birkaç bin teröristin” bulunduÄŸu DoÄŸu Guta’ya kapsamlı bir operasyon baÅŸlattığını hatırlatan Güller “Bu kapsamlı operasyon karşısında o teröristlere kalkan olmak isteyen ABD, BM’den sözde bir ‘insani ateÅŸkes’ kararı çıkartmaya çalıştı hemen. Moskova’nın direndiÄŸi o karar, kimi yumuÅŸamalarla birlikte en sonunda BM’den çıkmış oldu. BaÅŸtan belirtelim, BM’de alınan bu ‘insani ateÅŸkes’ kararı, ABD’nin yürüttüğü DoÄŸu Guta kampanyasının gereÄŸidir. Åžam yönetimi ve Suriye Ordusu ne zaman terörle mücadele operasyonlarını artırsa, Atlantik ‘sivil katliamı’ yalanından ‘kimyasal gaz kullanıldı’ yalanına kadar pek çok yalana baÅŸvurarak böyle kampanyalar düzenliyor. Ãœstelik kampanya bu kez farklı yönelimler de içermektedir. Şöyle ki, DoÄŸu Guta kampanyası, aynı zamanda ABD’nin bir süredir bölgede diplomatik çalışmalarını yaptığı yeni bir saldırı giriÅŸiminin de hazırlık çalışmasıdır. Nedir bu giriÅŸim? Ä°lk iÅŸaretini Ä°srail’in hava saldırılarının verdiÄŸi, ikincil olarak Washington’un yeniden Esad yönetimini askeri mücadele ile tehdit ettiÄŸi ve üçüncül olarak da ABD’nin AKP Hükümetine yaptığı Suriye’nin kuzeyini paylaÅŸmayı teklif ettiÄŸi bir giriÅŸimdir” dedi.
‘TÃœRK HÃœKÃœMETÄ°NÄ°N ‘KATÄ°L ESAD’ SÖYLEMLERÄ° ABD’YÄ° MEMNUN EDÄ°YOR’
ABD’nin amacının Suriye devletinin elini zayıflatmak olduÄŸuna; Türk hükümetinin Suriye tutumunun da ABD’yi memnun eder nitelikte olduÄŸuna iÅŸaret eden Güller “ABD, DoÄŸu Guta’dan bastırarak Suriye yönetiminin hem kuzeyde hem de güneyde elini zayıflatmaya çalışıyor. Ä°srail’in Golan Tepelerinin tamamının iÅŸgali, bu hamlenin hedefleri arasındadır. AKP hükümetinin ise Astana süreci ortaklarına karşı konumlanarak Atlantik’in DoÄŸu Guta kampanyasına katılması ve ‘katil Esad’ söylemlerine dahil olması, ABD ve Ä°srail’i oldukça memnun etmektedir” dedi.
AKP hükümetinin Rusya destekli DoÄŸu Guta operasyonu karşıtı tutumunun olumsuz sonuçlar doÄŸurabileceÄŸine iÅŸaret eden Güller “En hafifinden ‘diplomatik gaf’ olarak dile getirilebilecek bu yanlış tutum sergileme hali, umarız Türkiye’nin Rusya’yla baÅŸlattığı normalleÅŸme sürecini olumsuz etkilemez ve ABD’nin kimi tavizlerle AKP hükümetini yeniden yanına çekmeye çalıştığı ÅŸu süreçte Ankara’nın yönelimini etkilemez. Moskova’nın BM’nin AteÅŸkes Kararı’nın Suriye’ye saldırı için kullanılabileceÄŸine dair yaptığı endiÅŸe açıklaması yerindedir ancak o endiÅŸenin giderilmesi ancak ve ancak terörle mücadele operasyonlarına hız ve ağırlık vermekle giderilir. Son tahlilde belirtmeliyiz ki, ne katliam ve kimyasal yalanlar, ne de ABD’nin diplomatik ve askeri hamleleri mevcut gidiÅŸatı deÄŸiÅŸtiremeyecektir. Suriye devleti, adım adım egemenlik alanlarını artırmaya devam edecek ve en sonunda Batı destekli terör saldırılarını ezecektir” diye ekledi.